|
- Tom is desperate to reach Mary.
- Tom çaresizce Mary'ye ulaşmaya çalışıyor.
- Sami made a desperate plea for help.
- Sami çaresizce yardım istedi.
- Tom is in desperate need of money.
- Tom'un çaresizce paraya ihtiyacı vardı.
- He was desperate to escape.
- Çaresizce kaçmaya çalıştı.
- I wonder why Tom is so desperate to do that.
- Tom'un bunu neden bu kadar çaresizce yapmak istediğini merak ediyorum.
- I was really desperate for help.
- Çaresizce yardım bekliyordum.
- Desperate people do desperate things.
- Çaresiz insanlar çaresizce şeyler yapar.
- I know you're desperate to find your father.
- Babanı bulmayı çaresizce istediğini biliyorum.
- Tom said Mary is desperate to do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmayı çaresizce istediğini söyledi.
- Tom is desperate to win.
- Tom çaresizce kazanmaya çalışıyor.
- Dan was in desperate need of assistance.
- Dan'in çaresizce yardıma ihtiyacı vardı.
- I'm in desperate need of help.
- Çaresizce yardıma ihtiyacım var.
- He is in desperate search of further evidence.
- Çaresizce daha fazla kanıt arayışında.
- Tom is desperate for money.
- Tom çaresizce paraya ihtiyaç duyuyordu.
Show More (11)
|